Asdep | Konular | Kitaplar

Psikodramanın Saldırganlığa Etkisi

Psikodramanın Saldırganlığa Etkisi


Yaş gruplarına göre farklı tanımlanabilecek olan saldırganlığı, genel anlamıyla tanımlayalım:


Saldırganlık, diğer bir canlıya kasıtlı olarak, fiziksel ya da duygusal olarak zarar verme tutum ve davranışını içeren bir durumdur.

. Bu tanım, kuramlara göre; kökeni açısından, kişinin kendisi tarafından mı yoksa ortamsal etkenler tarafından mı yapıldığı, kontrol edilebilir bir davranış olup olmadığına göre değişmektedir.

Duygusal tanımlara göre saldırganlık, öfke duygusunun yol açtığı bir davranıştır. Güdüsel tanımlara göre bir davranışın saldırgan nitelikte olup olmadığını, kişinin niyeti belirler.

Sadece zarar verme amacıyla yapılan davranışlar saldırgan olarak nitelenebilir.

Davranışsal tanımlara göre, davranışın temelinde yatan niyet önemli değildir; bir başkasına fiziksel ve/veya psikolojik zarar veren her davranış saldırganlıktır (Erkuş 1994).
Bu bağlamda ele alındığında saldırganlık, ülkemizde gençler arasında özellikle son yıllarda artmış ve bu artış okullara da yayılmıştır.

Evde, arkadaş çevresinde ve okulda baskılanan, anlaşılmayan, kendini ifade edemeyen gençler genellikle kendini ifade yolu olarak saldırganlığı seçebilmekte, bu da okullarda ciddi sorunlara neden olmaktadır.

Medyada çok sık duyulan gençlerin birbirlerine, öğretmenlerine saldırma olayları, nadir de olsa kanlı bitmekte ve ergenlerin sonunda pişman olacakları boyutlara ulaşmaktadır.


O yüzden saldırganlık, okullarda rastlanılan ve üzerinde araştırmalar yapılan, psikolojik danışma yöntemleri kullanılarak ve çeşitli tekniklerle bireysel olarak ya da grupla yapılan danışmalarla çözülmeye çalışılan en önemli sıkıntıların başında gelmektedir.
Psikodrama ise, psikolojik ve sosyal sorunları katılımcılarla hayatlarındaki ilgili olaylar hakkında konuşmakla yetinmek yerine, onları yeniden canlandırmaya yönelten araştırma yöntemidir (Blatner 2002).

Bu yöntemle yapılan psikodrama oturumlarında, arınma (katarsis) sağlama ve iç görü kazanma, gerçeği test etme ve mantıklı düşünceler geliştirme, psikodramada öğrenme ve davranış değişikliği (Dökmen 2005) geliştirmek amaçlanmaktadır.
Türkiye'de ve yurt dışında saldırganlık ve şiddet üzerinde yapılan araştırma bulguları incelendiğinde, ergenlerin öfke ve saldırganlıkları ile başetme, şiddet önleme, duygularını doğru ifade etmede zorlandıkları, kendi duygu ve düşünce yapılarının farkına varamadıkları, sorunları çözmede yetersiz kaldıkları ve bu durumlarla baş etmede grup yaşantısı geçirmenin ya da çeşitli psikoeğitim gruplarına katılmanın bireylere getirdiği faydalar ve deneysel işlemlerin etkili olduğu görülmektedir


Diğer yandan, alan yazında çok az bulunan saldırganlık üzerinde psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan araştırma bulguları incelendiğinde de deneysel işlemin etkili olduğu ve grup üyelerinin kendilerini ifade edebilme becerilerinin arttığı görülmektedir (Hecker 1978, Miloseviç 2000).


Bu çalışmaların yanı sıra öfke ve fonksiyonel olmayan inançlar üzerinde psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan çalışmalarda da benzer sonuçlar bulunmuştur (Hamamcı 2002, Coşkun ve Çakmak 2005, Smeijsters ve Cleven 2006, Hamamcı 2006, Fong 2006, Reis ve ark. 2008).


Ergenlik döneminde alınacak bu tür yardımların hem karmaşa içerisinde olan ergene kendi sorunları ile baş etmede, hem de bu dönemi rahat ve sağlıklı atlatmada faydası olduğu yapılan bu çalışmalarda da belirtilmektedir.
Bu araştırmada gençlerde sorun olarak algılanan saldırganlık üzerinde, yaşantısal psikodrama teknikleri kullanılarak grup uygulamaları yapmak, ergenlerde saldırganlığa yönelik tutum ve davranışları azaltmada okullarda kullanılabilecek grup uygulamalarının kısa süreli ve kalıcı etkinliğini incelemek amaçlanmıştır.
Bu araştırmayı önemli kılan nedenlerden birisi, bu çalışma kapsamında olan yazına bakıldığında, psikodramanın saldırganlığa yönelik etkisini araştıran çalışmalara yurt dışında çok az, ülkemizde bu çalışma kapsamında öfke üzerinde sınırlı sayıda olması, saldırganlığa etkisi üzerinde ise hiç rastlanmamasıdır.
Bu araştırmanın, saldırganlığın yaygın fakat kontrol edilmesi gereken bir değişken olmasından dolayı bu içeriği ile hem alanda az olan çalışmaları desteklemesi, hem de bulgularının alanda yeni çalışmalara kaynak oluşturması açısından önemli olduğu düşünülmektedir.
Bu çalışmanın amacı, psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarının ergenlerde saldırganlığı azaltmadaki kısa ve uzun süreli etkilerinin incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda bu çalışma ile ergenlerin öfkelerini kontrol ederek saldırganlık düzeylerini düşürmek hedeflenmiştir. Çalışmada aşağıda yer alan hipotezler sınanmıştır.
1. Psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarına katılan öğrencilerin kontrol grubundaki öğrencilere göre ve ön ölçüm puanlarına göre düzeltilmiş son ölçümlerinde saldırganlık toplam, fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık puanlarında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir azalma olacaktır.
2. Psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarına katılan öğrencilerin, saldırganlık toplam, fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlıkları son ölçüm puanları ile uygulamadan 16 hafta sonra yapılan izleme ölçümü puanları karşılaştırıldığında, istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olmayacaktır.
Ayrıca, oturumlar tamamlandıktan sonra, üyelerin oturumlar ve kendileri ile ilgili değerlendirmelerinin alınması amaçlanmış ve sonuçlar bulgular bölümünde sunulmuştur. Sayfa Menüsü
Yöntemler
Bulgular
Tartisma
Kaynaklar
____________


YÖNTEMLER
Araştırma deseni
Bu çalışma, psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarının ergenlerde saldırganlığı azaltmadaki etkilerinin incelenmesine yönelik yarı deneysel bir araştırmadır. Araştırmada ön ölçüm-son ölçüm kontrol gruplu desen (ÖSKD) kullanılmıştır. Bu desen yaygın kullanılan karışık bir desendir (Büyüköztürk 2007).
Bu desen doğrultusunda deney ve kontrol grubunda yer alan deneklere deney öncesi saldırganlık ölçeği ön test olarak uygulanmıştır. Daha sonra, deney grubuna, 14 oturumdan oluşan psikodrama teknikleri kullanılarak grup uygulaması yapılmıştır. Bu süre içerisinde kontrol grubuna hiçbir eğitim verilmemiştir. Deney grubu ile yapılan 14 oturumun tamamlanmasından 1 hafta sonra bütün gruplara saldırganlık ölçeği son test olarak uygulanmış ve deney grubunda yer alan deneklere uygulama bitiminden 16 hafta sonra izleme ölçümü için saldırganlık ölçeği bir kez daha uygulanmıştır.
Denekler
Araştırmada yer alan denekler 2006-2007 eğitim öğretim yılında Adana ili resmi orta öğretim kurumlarından rastlantısal olarak seçilen Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi'nde öğrenim görmekte olan 9. sınıf öğrencileri arasından seçilmiştir. Araştırmanın deney ve kontrol gruplarını oluşturmak amacıyla 9. sınıfta okuyan öğrencilerin tamamına (120 erkek-80 kız) saldırganlık ölçeği, uygun ders saatlerinde uygulanmıştır. Uygulanan saldırganlık ölçeğinden 111 (saldırganlık ölçeğinde yüksek saldırganlığa işaret eden en alt puan) ve üstü olan yüksek saldırganlık düzeyinde puan alan 45 erkek-25 kız toplam 70 öğrenci arasından 6 kız 6 erkek toplam 12 öğrenci deney grubuna, 12 öğrenci de kontrol grubuna rastlantısal olarak atanmıştır. Ayrıca, saldırgan öğrencilere olumlu davranış modeli olmak üzere saldırganlık puanı düşük ve okul yönetimi ve öğretmenlerce uyumlu davranış sergilediği belirtilen ve deney gruplarındaki öğrencilerle aynı yaşta ve aynı sınıf düzeyinde olan 1 öğrenci deney grubuna atanmıştır. Bu öğrencinin puanları değerlendirmeye alınmamıştır.
Deneklerin gruplara atanması tamamen seçkisiz örnekleme yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Her gruba 12 şer kişinin atanmasının düşünülmesinde Jacobs ve ark. (2002)'nın ergenlerle yapılan grup çalışmalarında 10-12 kişilik, Voltan-Acar'ın (2005), gönüllü üyeler ile 8-13 kişilik gruplarla çalışılabilir görüşü benimsenmiştir. Çalışmalara katılmaya istekli öğrenciler belirlendikten sonra velileri ile görüşülmüş ve çalışmaya devamları için izin alınmıştır. Öğrencilerin hangi grupta olacakları çalışmanın başlangıç sürecini etkilememesi açısından kendilerine, velilerine ve sınıf öğretmenlerine belirtilmemiştir. Ancak, oturumlar başladıktan sonra her iki gruba da çalışmanın içeriği ve izlenecek yöntem hakkında bilgi verilmiştir. Uygulamaların ve analizlerin bitiminden sonra etik açıdan uygun olması açısından kontrol grubundaki öğrencilerle de psikodrama oturumları gerçekleştirilmiştir.
Veri toplama araçları
Saldırganlık Ölçeği: Araştırmada, 1992 yılında Buss ve Perry tarafından geliştirilen, Buss ve Warren tarafından 2000 yılında güncellenen ?Aggression Questionnaire? adlı ölçeğin Can (2002) tarafından Türkçe'ye uyarlanmış biçimi olan Saldırganlık Ölçeği kullanılmıştır. 34 maddeden oluşan ölçeğin; fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık bölümlerinden oluşan 5 alt ölçeği bulunmaktadır. Ölçekten alınan puanlardan 58 ve aşağısı düşük, 59 ve 110 arası normal, 111 ve üzeri yüksek saldırganlık düzeyine işaret eder (Can 2002, Buss ve Warren 2000). Ölçek DSM IV ölçütlerine göre tanı almayan sağlıklı ve gönüllü 300 kişiye uygulanmıştır. Güvenirliğin incelenmesinde, İç Tutarlık çalışmasında Cronbach Alfa katsayısı toplam ölçüm için ?r=.913, alt ölçekler için; ölçek sırasıyla r=.832, r=.599, r=.728, r=.740, r=.539 olarak bulunmuştur. Saldırganlık ölçeği içinde bulunan beş alt ölçeğin birbirleri ile olan korelasyonlarında r=.546-.728, toplam skorda r=.745-.874 arasında oldukça güvenilir oldukları bulunmuştur. Test tekrar test güvenirliğinde ise Pearson Korelasyonu bakılmıştır. Bir hafta arayla ölçek tekrar uygulanmış, beş alt ölçeğin test tekrar test korelasyonu, alt ölçek sırasıyla r=.847, r=.696, r=.746, r=.81, r=.743, toplam skorda ise r=.857 olarak ileri düzeyde anlamlı bulunmuştur (Can 2002). Geçerlik çalışmasında benzer ölçekler geçerliği yöntemi kullanılmıştır. Benzer ölçekler geçerliğini sınamak için, Spielberger tarafından geliştirilen Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği kullanılmıştır. Fiziksel saldırganlığın sürekli öfke (SÖ), içte tutulan öfke (Öİ) ve dışa yansıtılan öfke (ÖD) ile korelasyon katsayısı r=.696; sözel saldırganlığın SÖ, Öİ, ÖD korelasyon katsayısı r=.580; öfke ile SÖ, Öİ, ÖD korelasyon katsayısı r=.730; düşmanlık ile SÖ, Öİ, ÖD korelasyon katsayısı r=.552; dolaylı saldırganlığın SÖ, Öİ, ÖD korelasyon katsayısı r=.563; toplam saldırganlık puanı ile SÖ, Öİ, ÖD korelasyon katsayısı r=.746 olarak bulunmuştur. Öfke kontrolü ile Saldırganlık Ölçeği alt ölçekleri ve toplam saldırganlık puanları arasında r=-0.304 negatif anlamlı bir korelasyon bulunmuştur (Can 2002). Bu araştırma kapsamında ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları lise öğrencileri üzerinde yeniden yapılmıştır. Çalışmalar Seyhan İbrahim Atalı Lisesi ve Yüreğir Dadaloğlu Lisesinde 2006-2007 eğitim öğretim yılında 9-10-11. sınıf öğrencilerinden 500 öğrenciye uygulanmış, 17 öğrencinin cevap kâğıtları, maddelerin çoğunu boş bıraktığı için değerlendirmeye alınmamış, 248 kız 235 erkek toplam 483 öğrenci ile çalışma gerçekleştirilmiştir. İç Tutarlık Güvenirliği ?Cronbach Alpha Katsayısı? ile incelenmiştir. Yapılan incelemede, Cronbach Alpha katsayısı toplam ölçüm için ?r=.894?, alt ölçekler için ise sırasıyla, r=.838, r=.626, r=.584, r=.676, r=.542 olarak hesaplanmıştır. Toplam puanda ölçeğin Cronbach Alpha katsayısına bakıldığında ölçeğin yüksek derecede güvenilir olduğu görülmüştür. Saldırganlık ölçeği içinde bulunan beş alt ölçeğin birbirleri ile olan korelasyonlarına bakıldığında ?r=.459-.635? arasında güvenilir, toplam skorda ise ?r=.741-.845? arasında oldukça güvenilir oldukları bulunmuştur. Test Tekrar Test Güvenirliği, bir ay ara ile yapılan ölçek uygulamalarının test tekrar test korelasyonları, Pearson Momentler Çarpımı formülüyle hesaplanmış, Toplamda r=.80, alt ölçekler için sırasıyla r=.81, r=.65, r=.65, r=.73, r=.65 olarak yüksek bulunmuştur. Test Yarılama Guttman Split Half Güvenirliğinde, Test yarılama yöntemi ile Guttman Split Half değeri, .83 olarak bulunmuştur. Her iki bölüm için bulunan Alpha değerleri ise 1. bölüm için .86, ikinci bölüm için ise .77 olarak hesaplanmıştır. Bu değerler de ölçeğin güvenilir olduğunu göstermektedir. Geçerlik Çalışması'nda; Benzer Ölçekler Geçerliği: Ölçeğinin geçerliğini incelemek için, Spielberger tarafından geliştirilen ve Özer (1994) tarafından Türkçe'ye uyarlanan 34 maddelik Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği kullanılmıştır (Savaşır ve Şahin 1997). Her iki ölçek 483 öğrenciye uygulanmış yapılan analizde r=.66 (p<.001) düzeyinde anlamlı bir korelasyon bulunmuştur.
Verilerin toplanması
Ölçek, önce uygulama yapılacak okulda 2006-2007 eğitim öğretim yılında 9. sınıfta okuyan 120 erkek-80 kız, toplam 200 öğrenciye uygulanmıştır. Bu öğrencilerden saldırganlık ölçeği puanları yüksek olan 45 erkek-25 kız toplam 70 öğrenciden kura yöntemi ile 12 erkek 12 kız toplam 24 öğrenciyle deney ve kontrol grubu oluşturulmuştur. Ayrıca deney grubuna atanan saldırganlık düzeyi düşük 1 öğrencinin verileri değerlendirmeye alınmamıştır.
Deneysel uygulama
Deney grubu ile psikodrama teknikleri kullanılarak grup uygulaması yapılmıştır. Kontrol grubu ile hiçbir çalışma yapılmamıştır. Çalışmalara 2007 Mart ayında başlanmıştır. Oturumlar esnasında Psikodrama deney grubundan bir üye okulu bıraktığı için gruptan ayrılmıştır. Böylece psikodrama grubuna 11 kişi ile devam edilmiştir. Çalışmada deney grubunda yer alan öğrencilerle her biri yaklaşık 90 dakika ile 120 dakika arasında süren ve haftada bir kez toplam 14 oturumdan oluşan deneysel uygulama gerçekleştirilmiştir.
Psikodrama oturumları genelde üç aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar; ısınma, oyun (eylem) ve paylaşım aşamalarıdır. Isınmada grup üyeleri o günkü oturuma hazırlanır ve çeşitli ısınma oyunları bu hazırlığa yardımcı olur. Oyun aşaması, grup üyeleri ya da protagonist temelli olan bir aşamadır. Bu aşamaya eylem aşaması da denilebilir. Paylaşım aşaması iki bölüme ayrılır. Bu aşamalar rol geribildirimleri ve özdeşim geribildirimleridir. Psikodrama oturumlarını yapılandırmak mümkün değildir. Çünkü psikodrama doğası gereği spontandır. Her şey olağan gelişir. Üyelerin gruba getireceği bir şeyler yoksa grup yöneticisi grup üyelerine çeşitli ısınma oyunları önerebilir. Deneysel uygulamada, ilk oturumda grup kuralları ve yapılandırma, daha sonraki oturumlarda sırası ile hayalde rahatlama, en iyi duygu ifadesi, öfkelerin toplantısı, rahatlama egzersizi, öfke makinesi-sevgi makinesi, kara kutu, zıtlıklar, bitmemiş işler, endişelerimiz, engel oyunu, olumlu kişilik özellikleri, duygularımız başlıklı ısınma oyunları (Altınay 2003) oynandı. Her ısınma oyunundan sonra sırası ile üyelerin aldıkları roller ile ilgili rol geribildirimleri ve özdeşim geribildirimleri alındı. Ayrıca, masal drama, öfke ve saldırganlık içeren oyun yazıp oynama, grup resmi ve grup ağacı yaptırıldı. Isınma oyunlarından sonra protagonist (başoyuncu) olan üyelerle çalışılarak psikodramanın amacına uygun olarak üyelerin iç görü kazanmaları, farkındalık düzeylerini görmeleri sağlandı. Protagonist (başoyuncu) merkezli oyunlarda da oyun sonunda rol geribildirimleri ve özdeşim geribildirimleri alındı. 14 oturum tamamlandıktan sonra üyelere 4 sorudan oluşan grup çalışmaları değerlendirme formu dağıtılmıştır. Üyelerin oturumlar ve kendileri ile ilgili değerlendirmeleri özetlenerek bulgular bölümünde sunulmuştur.
Çalışmadaki grup yöneticisi (ZK) ve gruba yardımcı terapist olarak katılan kişiler (GG), uluslararası bağlantısı olan ulusal bir psikodrama enstitüsünde 10 yıllık eğitimi olan, hazırlık ve temel aşamayı tamamlamış, asistanlık belgesini almış kişilerdir. Ayrıca diğer bir yardımcı terapistimiz uzun yıllar grup eğitimi alan ve deneyimi olan (ZG) birisidir. Bu çalışmada ayrıca, aynı enstitüden bir eğitim yöneticisinden de (BKŞ) her oturum için görüş ve öneriler alınmıştır.
Verilerin istatistiksel analizi
Araştırmada önce parametrik testlerin grupların eşit varyansa sahip evrenlerden gelmesi varsayımı test edilmiştir. Parametrik analiz tekniklerinin kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin bilgilere varabilmek için levene testi uygulanmış ve sonucun .876 düzeyinde anlamlı olmadığı görülmüş, grupların varyanslarının homojen olduğu sonucu ortaya çıkarılmıştır. Levene's Test of Equality of Error Variances, bağımlı değişkenlerdeki gruplar arasındaki varyans eşitliği şartını test eder. Bağımsız değişkenin gruplarına göre o bağımlı değişkendeki gruplar arası varyans eşitliğinin sağlanıp sağlanmadığını kontrol eder. P (sig) değeri 0.05'den büyük ise o bağımlı değişken için varyans eşitliği şartı sağlanmıştır yani varyanslar homojendir sonucuna varılır (Kalaycı 2006). Ayrıca deney ve kontrol gruplarındaki deneklerin saldırganlık ön ölçüm puanlarındaki çarpıklık ve basıklık da incelenmiştir. Dağılımın basık ve sola çarpık olduğu fakat normal dağılımdan çok fazla sapma göstermediği görülmüştür. Ayrıca deney ve kontrol gruplarında ölçekten elde edilen puanlarla ilgili grup varyanslarının, aritmetik ortalama ve ortanca değerinin birbirine yakın olduğu görülmüştür. Yapılan bu incelemeler sonucunda araştırmada parametrik testlerin uygulanabileceği düşünülmüştür. Veriler SPSS windows 11.0 istatistik paket programı ile çözümlenmiştir. Verilerin çözümlenmesinde psikodrama grup çalışmasına ilişkin devam koşulunu yerine getirmeyen ve okulu bırakan 1 üyenin puanları analize dâhil edilmemiştir. Böylece analizler psikodrama grubundan 11 kontrol grubundan 12 deneğin ön ölçüm, son ölçüm ve izleme ölçümünden aldığı puanlar üzerinde yapılmıştır. Çözümlemede deneyin etkisini belirlemek için deney ve kontrol gruplarının son ölçüm puanları arasında farklar kovaryans analizi tekniği, son testten 16 hafta sonra etkinin devam edip etmediğini belirlemek için deney gruplarının son ölçüm ve izleme ölçümü puanları bağımlı gruplar t testi ile karşılaştırılmıştır. İstatistiksel analizlerde .05 anlamlılık düzeyi kabul edilmiştir. Sayfa Menüsü
Giris
Bulgular
Tartisma
Kaynaklar
____________


BULGULAR
1. Hipoteze ilişkin bulgular
Deney ve kontrol grubundaki deneklerin saldırganlık ölçeği saldırganlık toplam puan ve tüm alt ölçekleri n, aritmetik ortalama, standart sapma ve ön ölçüme göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama değerleri Tablo 1'de sunulmuştur.
Deney grubunun saldırganlık toplam son ölçüm puan ortalaması (99.27), kontrol grubunun son ölçüm puan ortalamasından (119.50), deney grubunun fiziksel saldırganlık son ölçüm puan ortalaması (24.72), kontrol grubunun son ölçüm puan ortalamasından (27.91), deney grubunun sözel saldırganlık son ölçüm puan ortalaması (15.36), kontrol grubunun son ölçüm puan ortalamasından (16.16), deney grubunun öfke son ölçüm puan ortalaması (23.63), kontrol grubunun son ölçüm puan ortalamasından (28.16), deney grubunun düşmanlık son ölçüm puan ortalaması (20.27), kontrol grubunun son ölçüm puan ortalamasından (26.25), deney grubunun dolaylı saldırganlık son ölçüm puan ortalaması (15.27), kontrol grubunun son ölçüm puan ortalamasından (21.00) düşüktür (Tablo 1). Gözlenen bu farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için kovaryans analizi uygulanmış, elde edilen sonuçlar Tablo 2'de gösterilmiştir.
Deney ve kontrol grubunun saldırganlık ölçeği ön ölçüm toplam puanına göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama saldırganlık toplam puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (F=65.109, p<.001). Bu bulgu uygulanan deneysel işlemin öğrencilerin toplam saldırganlık puanlarında anlamlı bir azalmaya yol açtığını göstermektedir (Tablo 2). Ön ölçüme göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama saldırganlık toplam puanı deney grubunda 97.49, kontrol grubunda 121.13'dir (Tablo 1). Bu durumda psikodrama teknikleri ile yapılan grup uygulamalarına katılan deneklerin, kontrol grubundaki deneklere göre saldırganlık toplam puan ortalamaları önemli derecede azalmıştır. Bu bulgu araştırmanın hipotezindeki saldırganlık toplam puanında deney grubu lehine azalmayı desteklemektedir.
Deney ve kontrol grubunun fiziksel saldırganlık ön ölçüm puanına göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama fiziksel saldırganlık puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı (F=3.376, p>.05), aynı zamanda, deney ve kontrol grubunun sözel saldırganlık ölçeği ön ölçüm puanına göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama sözel saldırganlık puanları arasındaki farkın da istatistiksel olarak anlamlı olmadığı görülmüştür (F=1.854, p>.05) (Tablo 2). Bu bulgular uygulanan deneysel işlemin öğrencilerin fiziksel ve sözel saldırganlık puanlarında anlamlı bir azalmaya yol açmadığını göstermekte ve araştırmanın hipotezindeki fiziksel ve sözel saldırganlık puanında deney grubu lehine olacağı düşünülen azalmayı desteklememektedir.
Deney ve kontrol grubunun saldırganlık ölçeği öfke ön ölçüm puanına göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama öfke puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (F=20.174, p<.001) (Tablo 2). Bu bulgu uygulanan deneysel işlemin öğrencilerin öfke puanlarında anlamlı bir azalmaya yol açtığını göstermektedir. Ön ölçüme göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama öfke puanı deney grubunda 23.31, kontrol grubunda 28.46'dır (Tablo 1). Bu durumda psikodrama teknikleri ile yapılan grup uygulamalarına katılan deneklerin, kontrol grubundaki deneklere göre öfke puan ortalamalarının önemli derecede azaldığını göstermiştir. Bu bulgu, araştırmanın hipotezindeki öfke alt ölçek puanında deney grubu lehine azalmayı desteklemektedir.
Deney ve kontrol grubunun düşmanlık ön ölçüm puanına göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama düşmanlık puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (F=18.593, p<.001) (Tablo 2). Bu bulgu uygulanan deneysel işlemin öğrencilerin düşmanlık puanlarında anlamlı bir azalmaya yol açtığını göstermektedir. Ön ölçüme göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama düşmanlık puanı deney grubunda 20.07, kontrol grubunda 26.44 dür (Tablo 1). Bu durumda psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarına katılan deneklerin kontrol grubundaki deneklere göre düşmanlık puan ortalamaları önemli derecede azalmıştır. Bu bulgu araştırmanın hipotezindeki düşmanlık alt ölçek puanında deney grubu lehine azalmayı desteklemektedir. Deney ve kontrol grubunun saldırganlık ölçeği dolaylı saldırganlık ön ölçüm puanına göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama dolaylı saldırganlık puanları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur (F=40.987, p<.001) (Tablo 2). Bu bulgu uygulanan deneysel işlemin öğrencilerin dolaylı saldırganlık puanlarında anlamlı bir azalmaya yol açtığını göstermektedir.
Ön ölçüme göre düzeltilmiş son ölçüm ortalama dolaylı saldırganlık puanı deney grubunda 15.27, kontrol grubunda 21.00'dır (Tablo 1). Bu durumda psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarına katılan deneklerin kontrol grubundaki deneklere göre dolaylı saldırganlık puan ortalamaları önemli derecede azalmıştır. Bu bulgu araştırmanın hipotezindeki dolaylı saldırganlık alt ölçeği puanında deney grubu lehine azalmayı desteklemektedir.
2. Hipoteze ilişkin bulgular
İkinci hipoteze ilişkin bağımlı gruplar t testi ile yapılan istatistiksel analizlerin sonuçları Tablo 3'de verilmiştir. Öğrencilerin saldırganlık ölçeği tüm alt ölçekleri son ölçüm ve izleme ölçümü aritmetik ortalama değerlerinin birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Bağımlı gruplar t testi sonuçlarına bakıldığında da, son ölçüm ve izleme ölçümleri arasında saldırganlık ölçeği bütün alt ölçeklerinde anlamlı farklılıklar bulunmamıştır. Bu da psikodrama teknikleriyle yapılan grup uygulamasının etkililiğinin son ölçümden 16 hafta sonra alınan izleme ölçümüne kadar devam ettiğini göstermiştir.
Üyelerin oturumlar ve oturum sonrasında kendileri ile ilgili değerlendirme sonuçları
Üyelerin grup çalışmasından beklentileri; kendilerini daha iyi tanımak, öfkelerini kontrol etmek, başkaları ile iyi ilişkiler kurmak, arkadaşları ve aileleri ile yaşadıkları sorunların azalması olarak sıralanmıştır.
Grup çalışmalarına katılımları ve çalışma sonucunda kazandıkları değerlendirildiğinde; katılımlarının yeterli olduğu, öfkelerini kontrol etmeyi başarabileceklerine olan inançlarının arttığı, rahatlamaları, aileleri ve arkadaşları ile sorunsuz iletişim kurmayı genel anlamda başarabildikleri, karşılarındaki kişileri anlamak için çaba gösterdikleri, olaylara olumlu yönden bakmaya çalıştıkları belirlenmiştir.
Grup sürecindeki çalışmalarla ilgili olarak üyeler alınan rollerde ve oyunlarda, duygularını açıklamanın, farkına varılmayan hareketlerin farkına varılmasının ve sorunları yaşayış ve anlamlandırışın altındaki nedenlerin görülmesinin kendilerini karamsarlıktan kurtarıp daha iyi tanımalarını sağladığını belirtmişlerdir.
Çalışmaların yararı ve ilk oturumdan beri hissettikleri değerlendirildiğinde ise, çalışmaları yararlı buldukları, ilk oturumlarda biraz çekimser kaldıkları daha sonraki oturumlarda bunu üzerlerinden attıkları ve kendilerine iyi şeyler kazandırdığını en önemlisi öfkeleri ile baş etmeyi öğrendiklerini düşündükleri belirlenmiştir.
TARTIŞMA
Bu araştırmada elde edilen bulgulardan deney grubuyla yürütülen ve psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarının öğrencilerin, saldırganlık toplam puan, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık puanları üzerinde etkili olduğu görülmüş, fiziksel ve sözel saldırganlık puanları üzerinde ise etkisi bulunamamıştır. Deney grubunun son ölçümü ve son ölçümden 16 hafta sonra alınan izleme ölçümleri karşılaştırıldığında ise aralarında fark çıkmamış ve etkinin uzun süre devam ettiği görülmüştür.
İlk hipotez, psikodrama teknikleri ile yapılan grup uygulamalarına katılan öğrencilerin saldırganlığın ortaya çıkış nedenleri ve sonuçları ile ilgili farkındalık düzeylerinin artacağı, paylaşımlarla rahatlayacakları ve öfkelerini kontrol ederek saldırganlık göstermeyecekleri beklentisi ile kurulmuştu. 14 oturum sonunda öğrencilerin oturumlar ve kendilerini değerlendirmeleri ile ilgili görüşlerini belirtirken, öfkelerini kontrol etmeyi başarabilip saldırganlık gösterme durumlarının azaldığını ifade etmelerine karşın bu beklenti yapılan analizler sonucunda fiziksel ve sözel saldırganlık dışındaki diğer saldırganlık alt boyutlarında doğrulanmıştır.
Psikodrama teknikleri ile yapılan grup uygulamalarının deney grubundaki öğrencilerin fiziksel ve sözel saldırganlıkları üzerinde etkili olmamasının nedeni olarak öğrencilerin sözel atışmaları ve saldırgan terimler içeren argo tarzı konuşmaları günlük hayatta sıkça yapmaları ve bu tür durumlarla sıkça karşılaşmaları, neredeyse bu durumun okullarda gündelik yaşamın bir parçası haline gelmesi, böylece bu tür durumların doğal karşılanıyor olması ile açıklanabilir. Diğer bir yandan uygulamaya katılan öğrencilerin hepsi saldırganlık düzeyleri yüksek ve ergenlik dönemindedir. Grup süreci içerisinde birbirleri ile zaman zaman sözel atışmalar yaşamışlar ve bu durumlar grup süreci hatırlatılarak ve uygun grup oyunları ile çözülmeye çalışılmıştır. Ayrıca uygulama yapılan okulda disiplin olaylarının çok fazla gözlenmesi ve deneysel uygulamaya katılan öğrencilerin birçoğunun da daha önce disiplin cezası almış olmaları fiziksel ve sözel saldırganlık puanlarında azalma olmamasına neden olmuş olabilir.
Saldırganlık üzerine, psikodrama ile yapılan deneysel çalışmalara bakıldığında; Milosevic (2000), Hecker (1978); öfke üzerine psikodrama ile yapılan deneysel çalışmalara bakıldığında ise, Reis ve ark. (2008), Smeijsters ve Cleven (2006), Fong (2006), Coşkun ve Çakmak (2005), deneysel işlemin etkili olduğunu ortaya koymuşlardır. Ayrıca, Uçak-Şimşek (2003), rol değiştirme tekniğinin iyimserlik ve mantıklı olmayan düşünceler üzerinde, Kipper (2002), bilişsel tekniklerle bütünleştirilmiş psikodrama uygulamasının mantıklı olmayan düşünceler üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuşlardır.
Araştırmanın diğer hipotezi deney grubundaki deneklerin saldırganlık toplam fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık puanlarında son ölçüm ve izleme ölçümleri arasında fark olmayacağı, grubun etkisinin 16 hafta sonra yapılan izleme ölçümüne kadar devam edeceği beklentisi ile oluşturulmuştu. Hipotez oluşturulurken deneklerin 14 hafta boyunca yapılan çalışmalardaki ısınma oyunları ile geçirdikleri spontanlık durumunu ve protagonistli oyunlarda yaşadıkları ve farkına vardıkları durumlarla ilgili kendilerini daha iyi tanıyacakları, içselleştirecekleri ve bu farkındalığı, yaşamlarına genelleyecekleri düşünülerek bu etkinin de uzun süre devam edeceği beklentisi bulunmaktaydı.
Yapılan analizler, psikodrama teknikleri ile yapılan grup uygulamalarının son ölçüm ve 16 hafta sonra yapılan izleme ölçümü arasında saldırganlık toplam fiziksel saldırganlık, sözel saldırganlık, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık puanlarında farklılık olmadığını göstermektedir. Bu durum deneysel işlemin 16 hafta sonra alınan izleme ölçümüne kadar etkisini sürdürdüğünü göstermiştir. Bu sonuç ergenlerle saldırganlık üzerinde uygun müdahaleler yapıldığında öfke ve saldırganlıklarını uzun süreli kontrol edebileceklerini göstermektedir. Alan yazına bakıldığında Hamamcı (2002), Reis ve ark. (2008), psikodrama çalışmasından sonra aldıkları izleme ölçümünde deneysel işlemin kalıcı etkisi olduğunu tespit etmişlerdir.
Diğer çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmanın da kısıtlılıkları mevcuttur. Bu araştırma, kullanılan saldırganlık ölçeği ile Milli Eğitim Bakanlığı Adana ilindeki resmi ortaöğretim kurumlarından Nezihe Yalvaç Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde 2006-2007 eğitim öğretim yılındaki 9. sınıfında öğrenim gören öğrenciler ile kısıtlıdır. Ayrıca bu çalışmada kontrol grubu ile çalışma yapılmaması bir kısıtlılık olarak düşünülmektedir.


Sonuç olarak, psikodrama teknikleri kullanılarak yapılan grup uygulamalarının ergenlerin saldırganlık toplam puan, öfke, düşmanlık ve dolaylı saldırganlık puanları üzerinde etkili olduğu fiziksel ve sözel saldırganlık puanları üzerinde etkili olmadığı görülmüştür. Yapılan izleme çalışmasında ise, son ölçümden 16 hafta sonra yapılan izleme ölçümüne kadar deneysel etkinin devam ettiği görülmüştür.



Araştırmanın sonuçlarına göre yeni yapılacak araştırmalarda, daha uzun süreli çalışmaların yapılması, farklı yaş gruplarında saldırganlık üzerinde psikodramanın etkisine bakılması önerilmektedir. Ayrıca psikodrama diğer kuramsal yaklaşımların teknikleri ile bütünleştirilerek kullanılıp saldırganlık üzerindeki etkisine bakılabilir. Alanda çalışan psikolojik danışmanlara, grup çalışmalarında kullanabilsinler diye hizmet içi eğitimlerle psikodrama ısınma oyunları öğretilebilir. Etkileşim gruplarında psikodrama ısınma oyunlarını kullanmaları öğrencilerin yararına olabilir.

Konular

"Aile Olmak Eylem Planı" Nedir?
Asgari Geçim İndirimi Miktarında Yeni Düzenleme
AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN METNİ
ASDEP, Bolu Valiliği'nin En Önemli Projesi
İşaret Dili Tercümanlığına Memur Alımı
Isparta'dan ASDEP Projesi'ne Pilot İl Olma Talebi
ASDEP Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliği
BAKIMA MUHTAÇ ENGELLİ BİREY ÖZEL BAKIM MERKEZLERİ YÖNETMELİĞİ (YENİ)
Sosyal Hizmetler Önlisans Mezunları da Kadro Bekliyor...
Eğitim Hayatına Dair
Sosyal Yardımlar
Memura Bakım İzni Prosedürü
Karaman'da Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) Tanıtım Toplantısı
Kırıkklale'de ASDEP Değerlendirme Toplantısı Yapıldı...
ASDEP Rize'de Uygulamada...
ASDEP Bölüm Anketi Durdurulduktan Sonra Yine Oylamaya Açıldı...
Yeni Hükümetten ASDEP Ataması Beklentisi
Maluliyet Aylığı ve Başvuru Koşulları
ASDEP Kapsamında 7 Bin Memuriyet Kadrosu Açılacak
İşyerlerinde "Acil Durum Eylem Planı" Zorunluluğu
Mesleki Yeterlilik Artık Mecburi
Başbakan Davutoğlu: ASDEP'İ Hayata Geçiriyoruz...
Çocuk Gelişimi Mezunları da ASDEP Ataması Bekliyor...
Çocuk Gelişimciler de Ankete Dahil Oldular...
2016 ASDEP'e İlk Alım 1500 Kadro ile Psikoloji ve Sosyoloji'ye Tahsis Edildi.
ASDEP Bir Türkiye Projesidir...
ASDEP Projesi Çanakkale'de de Faaliyete Geçiyor...
2018'de ASDEP Kapsamında Alınacak 1500 Personel 3000'e Çıkarıldı.
ASDEP Kapsamında Alınacak 3 Bin Personel Hangi Bölümlerden Seçilecek?
ASDEP Anketinde İİBF Atakta...