Asdep | Konular | Kitaplar

Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması Hakkındaki Kanunun Detayları

Özürlülükte sınırlar nasıl belirlenir?

Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması Hakkındaki Kanunun Detayları

Resmi Gazetede yayınlandığı şekliyle metnin orjinali aynen iktibas edilmiştir.:

30 Mart 2013 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28603

YÖNETMELİK

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık BakanlığındanÖZÜRLÜLÜK ÖLÇÜTÜ, SINIFLANDIRMASI VE ÖZÜRLÜLERE VERİLECEK

SAĞLIK KURULU RAPORLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere, sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama geliştirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsar.

(2) 8/10/1986 tarihli ve 86/11092 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği kapsamında asker hastanelerince malullük aylığı bağlanacaklara verilecek özürlü sağlık kurulu raporları ve sosyal güvenlik kuruluşlarınca primli sisteme tabi olanlara bağlanacak malullük aylıkları için istenecek özürlü sağlık kurulu raporları bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilmez.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Ağır özürlü: Özür durumuna göre özür oranı %50 ve üzerinde olduğu tespit edilenlerden günlük yaşam aktivitelerini başkalarının yardımı olmaksızın yerine getiremeyeceğine özürlü sağlık kurulu tarafından karar verilen kişileri,

b) Balthazard formülü: Kişinin özür oranı belirlenirken birden fazla özrü olanlar için kullanılan hesaplama şeklini,

c) Özürlü: Doğuştan veya sonradan; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım veya rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişiyi,

ç) Özürlü sağlık kurulu: Kişilerin hastalık ve özürleri hakkında karar vermeye yetkili olan ve bu Yönetmeliğin 6 ncı ve 7 nci maddelerinde belirtilen organları,

d) Özürlü sağlık kurulu raporu: Özürlü sağlık kurulunca hazırlanan, kişilerin özür ve sağlık durumu ile kullanım amacını belirten belgeyi,

e) Özürlülük sınıflandırması: Önemli bir sağlık öğesi olarak özürlülüğün tanımı konusunda ortak ve standart bir dil ve çerçeveyi,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Özürlülük Sınıflandırması

Özürlülük sınıflandırması

MADDE 5 – (1) Özürlülere ilişkin sınıflandırma çalışmalarında, sınıflandırma sistemi olarak; Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlık ve sağlıkla ilgili durumların tanımlanması için ortak standart bir dil ve çerçeve oluşturmak amacı ile geliştirilen ve insanın işlevselliği ve kısıtlılıklarla ilgili durumlarının tanımlanmasını sağlayan çok kapsamlı uluslararası bir sınıflandırma sistemi olan İşlevsellik Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması esas alınır.

(2) Özürlülerin sağlığı ile ilgili durumlarının tanımlanmasında ve her türlü bilginin kodlanmasında, çeşitli disiplinler ve hizmetler açısından verilerin toplanmasında, kaydedilmesinde ve karşılaştırılmasında, özürlülerin tedavisi, rehabilitasyonu, eğitimi ve istihdamı ile ilgili hizmetlerin değerlendirilmesinde, planlanmasında İşlevsellik Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması sisteminin kullanılması amacıyla eğitim, öğretim, uygulama ve yaygınlaştırma hizmetleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının koordinatörlüğünde, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve ilgili meslek kuruluşlarının işbirliği ile yürütülür.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Düzenleme Usul ve Esasları

Özürlü sağlık kurulunun teşkili

MADDE 6 – (1) Özürlü sağlık kurulu; iç hastalıkları, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, genel cerrahi veya ortopedi, nöroloji veya ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanlarından oluşur.

(2) Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumunda, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman hekiminin bulunması halinde, bu uzmanın özürlü sağlık kurulunda yer alması zorunludur.

(3) Değerlendirilecek özür, birinci fıkrada sayılan uzmanlık dallarının dışında ise ilgili dal uzmanının da kurulda bulunması şarttır. Kurulda bulunan hekimler birbirlerinin yerine karar veremezler.

(4) Eğitim ve araştırma hastanelerinde özürlü sağlık kuruluna şefler, bulunmadıkları zaman şef yardımcıları veya şeflerin görevlendirecekleri uzman hekimler girerler. Kurulun başkanı, bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirtilen hastanelerin baştabibi veya baştabibin görevlendireceği şef veya ana bilim dalı başkanıdır.

(5) Asker hastanelerinde, baştabip yardımcısı veya baştabibten sonraki en kıdemli uzman hekim; asker eğitim hastanelerinde ise baştabip tarafından görevlendirilecek diğer üyelerden kıdemli bir öğretim üyesi kurula başkanlık eder.

(6) Sadece bir organ ya da sistemi ilgilendiren özürü bulunanlar için özürlü sağlık kurulu, o özürü ilgilendiren branştan üç uzman ile oluşturulabilir. Bu kurulun başkanlığını ilgili şef ya da anabilim dalı başkanı yürütür.

Yetkili sağlık kurumları

MADDE 7 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen özürlü sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili sağlık kurumlarını ve hakem hastaneleri Sağlık Bakanlığı belirler ve internet sitesinde yayımlar.

(2) Yetkili olmayan sağlık kurumları ile 6 ncı maddede belirtilen şekilde özürlü sağlık kurulunu teşkil edemeyen sağlık kurumlarının verdiği sağlık kurulu raporları değerlendirilmeye alınmaz.

Raporların düzenlenmesi ve özür oranının belirlenmesi

MADDE 8 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporları, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formuna uygun olarak düzenlenir.

(2) Kişinin özür oranı, özürlü sağlık kurulunca bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2 Özür Oranları Cetvelinde bulunan özür oranlarına göre yüzde (%) olarak belirlenerek özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde rakam ve yazı ile belirtilir. Bu cetvelde adı geçmeyen hastalık ve özürler ile bunlara ait özür oranları, fonksiyon kayıplarına göre özürlü sağlık kurulunca değerlendirilerek belirlenir.

Özürlü sağlık kurulu raporunun doldurulması

MADDE 9 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporu formu eksiksiz olarak doldurulur. Özürlü sağlık kurulu raporu, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formunda gösterilen rapor şekline göre; poliklinik muayene tarihi, poliklinik kayıt numarası yazılmak suretiyle, bulgular ve teşhis ayrıntılı olarak yazılıp imza edilir. Yapılan muayene, tetkik ve laboratuvar bulgularına dair bilgiler özürlü sağlık kurulu raporu formuna eklenir. Özürlü sağlık kurulu, özürlü kişiyi bizzat görerek karar verir ve kişinin özür oranını bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde belirtilen esaslara göre belirler.

(2) Özre ilişkin klinik bulgular, radyolojik tetkikler ve laboratuvar bilgileri, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-1 Özürlü Sağlık Kurulu Raporu Formunda gösterilen raporun ön yüzündeki ilgili bölüme özetlenerek yazılır.

(3) Özürlü sağlık kurulu raporları kurul üyelerince mutlaka imzalanır. Okunaklı bir şekilde kaşelenir ve mühürlenir. 15 yaşından büyük özürlülere düzenlenecek olan özürlü sağlık kurulu raporlarında, özürlünün fotoğrafının bulunması zorunludur.

(4) Kişinin ya da kişiyi sevk eden kurumun talebi halinde, kişinin sağlığına etkisi dikkate alınarak çalıştırılamayacağı işlerin niteliği ile raporun kullanım amacı bölümüne; bireyin yararlanmak istediği hak ve hizmetlere ilişkin talepleri belirtilir.

(5) Özürlü sağlık kurulu raporunun sonucu bölümünde yer alan “Ağır Özürlü” kısmında evet ya da hayır ifadesi yazılarak kişinin durumu belirtilir ve bu bölüm hiçbir suretle boş bırakılmaz.

(6) Özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili kısmına kişinin özür grubu belirtilir. Gerektiğinde birden fazla özür grubu işaretlenir. Bu kısım boş bırakılmaz.

(7) Kişinin özür durumunun zaman içinde değişme ihtimali olduğu ve hastalık bulgularının tam olarak görülemediği durumlarda kişinin mevcut durumu esas alınarak süreli rapor düzenlenir.

(8) Özürlü sağlık kurulu raporlarının kişinin başvuru tarihinden itibaren en geç yirmi iş gününde tamamlanarak ilgiliye verilmesi esastır.

Özürlü sağlık kurulu raporuna itiraz

MADDE 10 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporuna; özürlü, velisi veya vasisi veyahut raporu isteyen kurum tarafından itiraz edilebilir. İlgililer itiraz dilekçesi ve ilk özürlü sağlık kurulu raporunun tasdikli bir örneği ile birlikte, bulunduğu ilin sağlık müdürlüğüne başvurur. İl sağlık müdürlüğünce, özürlü sağlık kurulu raporu alacak kişi en yakın farklı bir özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hastaneye gönderilir. İtiraz edilen özürlü sağlık kurulu raporu ile itiraz üzerine verilen özürlü sağlık kurulu raporundaki kararlar aynı yönde ise özürlü sağlık kurulu raporu kesinleşir.

(2) Özürlü sağlık kurulu raporlarının farklı olması durumunda, Sağlık Bakanlığınca belirlenmiş olan hakem hastanelerden, kişinin ikamet ettiği yere en yakın bir hakem hastaneye, kişi yeniden muayene edilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu tanzim edilmesi amacıyla yine il sağlık müdürlüğü kanalıyla gönderilir. Hakem hastanenin özürlü sağlık kurulunca verilen kararı kesindir.

(3) Milli Savunma Bakanlığına bağlı asker hastanelerince; Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına itiraz esas ve usulleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin ilgili mevzuat hükümlerine tabidir. Türk Silahlı Kuvvetleri personeline verilecek özürlü sağlık kurulu raporlarına yapılan itirazlar, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim Hastanesi ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi ile yetkilendirilecek hastanelerce kesin olarak karara bağlanır.

Birden fazla özür durumunun bulunması

MADDE 11 – (1) Birden fazla hastalığı veya özrü bulunanların, özür oranları bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-2 Özür Oranları Cetvelinde aksi belirtilmedikçe balthazard formülü ile toplanarak kişinin özür oranı hesaplanır.

(2) Balthazard formülü aşağıdaki şekilde uygulanır:

a) Özür oranları ayrı ayrı tespit edilir.

b) Bu oranlar en yükseğinden başlanarak sıraya konulur.

c) En yüksek oran, özürlünün tüm vücut fonksiyonunun tamamını gösteren % 100'den çıkarılır.

ç) Bu çıkarmada kalan miktar, sırada ikinci gelen özür oranı ile çarpılır. Çarpımın 100'e bölünmesinden çıkan rakam en yüksek özür oranına eklenir; böylece, birinci ve ikinci rahatsızlıkların özür oranı bulunmuş olur.

d) Özür ikiden fazla ise, birinci ve ikinci rahatsızlıkların özür oranı birinci sıraya ve üçüncü sıradaki özür oranı ise ikinci sıraya alınarak formül tekrarlanır.

e) 60 yaşın üzerindekilerde hesaplanan özürlülük oranına balthazard formülü ile % 10 eklenerek kişinin özür oranı bulunur.

(3) Balthazard formülünün uygulanmasına ilişkin olarak bu Yönetmeliğin ekinde yer alan EK-3 Balthazard Hesaplama Tablosu da kullanılabilir.

Kurul kararlarının kaydı

MADDE 12 – (1) Kurul kararlarının kaydı için özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili her hastanede ayrı bir özürlü sağlık kurulu kaydı tutulur. Kurul üyeleri, kaydedilen özürlü sağlık kurulu raporlarının suretlerini de imza ederler. Kararlara muhalefet edenler, raporun kurumda kalan nüshasına ve bu kayıt ortamına gerekçeli olarak muhalefet şerhini yazarak imza ederler. İlgiliye verilecek veya kurumuna gönderilecek rapor nüshaları kurula katılan bütün üyeler tarafından muhalefet gerekçesi yazılmaksızın imzalanır. Kararın oy birliği veya oy çokluğu ile verildiği, raporların karar bölümüne mutlaka yazılır.

(2) Özürlü sağlık kurulu kararları oy çokluğu ile alınır. Oyların eşit olması halinde, kurul başkanının kullandığı oy yönünde karar alınmış sayılır.

Özürlü sağlık kurulu raporunun geçerlilik süresi

MADDE 13 – (1) Özürlü sağlık kurulu raporunun sürekli olup olmadığı ile süreli raporlarda raporun geçerlilik süresi mutlaka belirtilir.

(2) Özürlü sağlık kurulunca kişinin özür durumunun sürekli olduğuna karar verilmesi durumunda, özürlü sağlık kurulu raporunun ilgili bölümünde bu durum belirtilir. Ancak özür durumunun değişmesi halinde, kişinin talebi üzerine rapor ve buna bağlı kişinin özür oranı yeniden belirlenir.

(3) Özürlü sağlık kurulunca özürlünün özür durumunun sürekli olmadığına karar verilmesi halinde de bu husus ilgili bölümde belirlenerek özürlü sağlık kurulu raporunun geçerlilik süresi belirtilir. Zaman içinde değişebilen veya kontrolü gerektiren hastalıklar, hastanın önceki özürlü sağlık kurulu raporu da kurula sunularak, özürlü sağlık kurulunun belirleyeceği süre içinde yeniden görüşülür ve karara bağlanır.

(4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmış olan sürekli raporlar ile süreli raporların geçerlilik süresi dolmadan tekrar rapor alınmak istenmesi durumunda, mükerrer rapor tanzimini önlemek maksadıyla, ilgililerin daha önce özürlü sağlık kurulu raporu alıp almadıklarına ilişkin beyanı istenir. İlgilinin beyanı üzerine veya bir başka şekilde, evvelce özürlü sağlık kurulu raporu verilmiş olduğunun tespiti halinde tekrar rapor verilmez. Kullanım amacına uygun olarak düzenlenmiş ve bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmış olan sürekli raporlara sahip kişilerden kurumlarca yeniden rapor istenilmez.

Özürlü sağlık kurulu raporunun onaylanması ve verilişi

MADDE 14 – (1) Raporların usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, formdaki bilgilerin tam olarak doldurulup doldurulmadığı kontrol edilerek, gerekiyorsa eksik ve yanlışlıklar düzeltildikten sonra raporlar; kurum müracaatı ise üç nüsha, kişisel müracaatlarda ise iki nüsha olarak düzenlenir ve başhekim tarafından onaylanır.

(2) Özürlü sağlık kurulu raporunun bir nüshası ilgili kişiye verilir. İlgilinin talebi üzerine hazırlanmış olan özürlü sağlık kurulu raporlarından; özürlünün yararlanabileceği hakları sayısınca veya talep ettiği sayıda çoğaltılarak imza edilir, onaylanır ve mühürlenerek ilgiliye verilir. Kurum müracaatlarında ise raporun bir nüshası raporu isteyen kuruma gönderilir.

(3) Raporun bir nüshası, gerektiğinde belgelendirilmesi amacıyla raporu veren sağlık kurumunda saklanır. Raporların saklanma usul ve esasları; sağlık kurumlarının bağlı bulunduğu kurumların ilgili mevzuatına tabidir.

(4) Özürlü sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kurumları, özürlü sağlık kurulu raporlarına ait bilgileri Sağlık Bakanlığı veri tabanına aktarır. Sağlık Bakanlığı, veri tabanındaki bu bilgileri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının belirlediği veri yapısında Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılmak üzere her ayın ilk haftası Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına elektronik ortamda gönderir. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı bu bilgilerin Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılması amacıyla uygun servisler hazırlar. Özürlülük bilgilerinin Ulusal Özürlüler Veri tabanına aktarılmasına yönelik teknik yöntem ile özürlülük bilgilerinin elektronik ortamda alınmasına ilişkin usul ve esaslar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından belirlenir.

Vergi indirimine esas raporlar

MADDE 15 – (1) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre, sakatlık indirimine esas olmak üzere düzenlenen raporlarda, raporu düzenleyen sağlık kuruluşu tarafından işverenin bulunduğu yerdeki il defterdarlığına gönderilen özürlü sağlık kurulu raporu esas alınır.

5233 sayılı Kanun kapsamında verilecek raporlar

MADDE 16 – (1) 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında verilecek sağlık kurulu raporlarında bu Yönetmeliğin özür oranlarına ilişkin hükümleri uygulanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Atıflar

MADDE 17 – (1) 14/1/2012 tarihli ve 28173 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 16/12/2010 tarihli ve 27787 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 16/7/2006 tarihli ve 26230 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ile 6/2/1998 tarihli ve 98/10746 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine yapılan atıflar bu Yönetmelik hükümlerine yapılmış sayılır.

Kazanılmış haklar

MADDE 18 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce; özürlüler için düzenlenmiş sağlık kurulu raporlarıyla belirlenmiş olan özür oranları, çalışma gücü kayıp oranları, vücut iş görme gücü kaybı oranları, tüm vücut fonksiyon kaybı oranları geçerli olup bu oranlara dayanılarak sağlanmış sosyal destek ve yardım hizmetlerinin sürdürülebilmesi için yeniden özürlü sağlık kurulu raporu düzenlenmez.

(2) Ancak, süreli verilen raporlar ile ilgili olarak hastaneye yeniden sevk işlemi uyarınca veya herhangi bir sebeple yeni bir rapor istenmesi durumunda, özür oranları, bu Yönetmelik hükümlerine göre yeniden belirlenir.

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 19 – (1) 14/1/2012 tarihli ve 28173 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 21 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Sağlık Bakanı yürütür

Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması Hakkındaki Kanunun Detayları yorumları

  • Image Description
    Ziyaretci
    20.05.2013

    ENGELLİ İKİZ KARDEŞLER OLARAK BU YAZIMIZI OKUYUP, FACEBOOK'TA HERKEZLE PAYLAŞAN ALLAH KAT KAT RAZI OLSUN. BU KONUDA BİZLERLE AYNI GÖRÜŞTE OLACAK DUYARLI OLACAK TÜM KARDEŞLERİM. BU SİZDE BU YAZIMIZI KENDİ ADINIZA TÜM YETKİLİLERE YAZARAK. GELECEK NESLİMİZ KONUSUNDA İSLAMİ VAZİFEMİZİ YAPALIM.
    DUYARLI OLAN TÜM KARDEŞLERİMİZDEN ALLAH KAT KAT RAZI OLSUN.
    Çok Muhterem Başbakanım. Önce en derin selam ve saygılarımı sunuyoruz. Bizler 53 yaşında yatalak özürlü ikiz kardeşleriz. Yatalak özürlü ikiz kardeşler olarak, 1400 yıldır canımızdan kıymetli bilinerek esirgenip korunmuş, dinimize layık kul olabilmek, yaşantımızın tek gayesidir. Bu kulluğumuza bir nebze layık olurmuyuz ümidiyle, dinimize karşı art niyetli faliyetlere karşı dikkatinizi çekmek için yazıyoruz. Değerli Başbakanım, sözde dini programlar adı altında bazı televizyon kanalları, yasaların boşluğundan yararlanarak, milletçe %99 hem fikir olduğumuz dinimizin temel inanç kaidelerini, milletimize sözde imani hizmet gerekçesiyle, inancımızın temel ilkelerini, adeta yıkmak ve yeni bir inanç sistemi çıkarmak gayretleri, malum taraflarca oldukça yaygın halde yürütülmektedir.
    Bilinçli veya kandırılmış kişilerle organize olmuş çevreleriyle, bozuk ve maksatlı bu oluşum ve guruplar, sırf maddi ve çıkar amaçlarına, sözde yeni bir dini inanç akımı çıkarma ve yeni bil ekol olmak amacıyla, dinimizi aracı ediyorlar.
    Diyanet Başkanlığından ricamız, MLP Tv. ( Her an Kuran, programı), A9Tv. (Adnan Oktar ve programları), Hilal Tv ( Mustafa İslamoğlu ve Abdülaziz Bayındır'ın programları ), Show Tv Yaşar Nuri Öztürk ün progları ve diğer Tv.ler, yakından izlenip, faliyet ve amaçları hakkında, gerekli raporlar hazırlayıp, halkımızın inancına zararlı yorumları, dini uzmanlarca tesbit edilip, Başbakanlığa iletilmesini arz ve talep ediyoruz.
    Bu Tv. kanallar tarafından yapılan, bu programlar inancımızla tamamen ters düşen, inaç ve imanda kavus ve kargaşaya sürükleyen, sorumsuz yetkisiz kişilerin yorumlarıyla, kamu oyunda telafisi mümkün olmayan, imani hasarlara sebep oluyorlar.
    Geçmiş din önderlerimizi, kasitli ve sinsice, karalayıp, nefret ettiren yorumlarını, kamu oyuyla açıkça paylaşıp empoze ederek, halkımız içinde kontrolü zor, asi cahil, bozuk fikirlerle şartlanmış, kesimler oluşumuna, ortam oluşturuyorlar.
    Bu pervasız ve art niyetli faliyetler ve vakıflar, inancımıza daha fazla hasar vermeden, aşağıda belirttiğim diyanet denetimine tabi tutularak, bu tür akımlar, sorumsuz hiçbir konuda hareket edemeyeceğini bilmeliler.
    Dini amaçlı her faliyet ve her oluşumların izlenmesi hakkında, demokratik ve fikir özgürlük hakkı çerçevesinde, kanuni ölçülerle kontrol eden, onlara sorumluk yükleyip, uyulması gereken zaruri yasalarla, bu yasayı yürütecek Diyanet bünyesinde bir kurum kurulmasını ve idareyi bu kuruma vermenizi, sizden arz ve talep etmekteyiz.
    İnancımıza karşı art niyetli gördüğümüz, her türlü faliyetlerin yasaklanıp susturulmasından daha da önemli etkili tedbir. İslami inancımızı koruyup kollamada muhatap, anında fikir ve görüş beyan ederek müdahale ile yetkili, RTÜK benzerinde, bir kurumun olmayışındadır bu tür soruların ortaya çıkmasına neden oluyor.
    Dinimiz adına Diyanet İşleri Başkanlığı, demokratik yetkilerle, bu tür olumsuz vakalarda müdahale mücadelede, tek sorumlu ve tek yetkili kurum haline getirtilmesi, milletçe beklediğimiz reform hizmet olacağından, hiç kuşkum yoktur. Diyanet İşler Başkanlığı, aşağıdaki belirtiğimiz benzer yetkilerle donatıldığında, iman ve inanç üzerinden oynanan bu tür oyunlar, daha başlamadan, milletin iradesinde sona ereceğine inancımız tamdır. Demokrasilerde Diyanet İşleri Başkanlığına mualif, fikir ve yorum özgürlüğü elbette olacak ve olmalıdır da. Bu hak asla kısıklanmadan, herkez Hadis Kuran Tevsir ve İslamiyet hakkında özgürce konuşmalı, konuşabilirsin denmeli de. Ancak böylesi konuşma hakkı da, bazı yasal prosüdürlere göre yapılır, uyum zorunluluğu getirtilip, İslami konuda kimler nerede nasıl ne konuşacaksa, Diyanet İşleri Başkanlığına, yazılı bir başvuru ile müsade alınmasının zorunluğu şart koşulmalı. Her faliyeti kurumlar kontrolünde olursa, topluma hayırlı hizmet vereceği düşüncesinden değerlendirirsek. Diyanetten Başkanlığı Tv. kanallarının dini her programları konusunda, yazılı bir başvuru ile müsade alınan kurum haline getirtilmeli. Tv'lerin Diyanetten dini konuda program müsadesi alırken, başvuruların da şunu belirtecekler. " Sn. Diyanet İşleri Başkanlığı ... Tv. kanalı olarak dini konuda program veya programlarımız olacak. Bu program süresince dini yorumlarımız, milletimizin mevcut inançlarına, yararlı veya zararlı yönleri olabilir. Bu konuda yetkili kurumumuz olarak bunu önleme adına, bu yayınımız sona erdikten hemen sonra, "Diyanetten son değerlendirme" adına, ya yayına katılacak yada canlı bağlantı ile, dini otoriter uzman yetkili vermenizi arz ediyoruz " denilen yetkili kurum haline getirilmeli. İnancımıza karşı bu tür yapılacak yanlışlarları anında düzeltilme programı, kesinlikle TRT Diyanet tv den yapılmasın. Çünkü bu tür konulara anında, aynı yerden cevap verilmezse, toplumda beklenen etki vermeyeceğinden, caydırıcılıkta yetersiz kalır. Bu yetkiyi, Diyanet İşleri Başkanlığı, kamu oyununun talebi adına, Meclisten veya Başbakanlıktan, şikayetimizden dolayı, ya kurum olarak bu yetkiyi halkını talebinden dolayı, diyerek kendileri talep etsinler, yada bu talebimizi onlar adına, bizler arz ve talep ediyoruz. Her kurumun görevi gereği, halkı uymaya mecbur ettiği bir yetkisi olmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanlığı din konusunda, toplumdan uzak içine kapanık, aktivesi ise ancak vatandaş sorarsa söyleyen, içraatı oldukça bizi rahatsız ediyor. İnancımıza zararlı oluşumlara bir örnek vermek gerekirse, örneğin: Kasaplar topluma bizde birer cerrahız asla diyemez. Bu tür yalnışlık velev ki yapıldığı an, toplumu bu zararlı faliyetten anında koruma adına, yasal işlemler dışında, sorumlu yetkililer nasıl önlem alması gerektiği gibi. Tv. kanallarında sürekli takip edilip, inançları tahrip ettiği an, bu sorumsuzluğuna artık anında müdahale edilip kayıtsız kalınmamalı. Bir vatandaş olarak, bu konuda tek sorumlu ve yetkili kurum Diyanet İşleri Bşk olduğu için, olması gerektiğinden. Televizyonlar için, R T Ü K ile gerekli anlaşmalar yapıp organize olmalı. Bu güne kadar suskun kayıtsız oluşlarına son verilip, yukarıda belirttiğimiz yetkiler donatılarak, göreve çağırmak için, Diyanet İşleri Başkanlığına gerekli yetkilerin verilmesi veya kurum olarak kendilerinin istemesine, fırsat verilmesi adına, Başbakanlık olarak bu kurumu size şikayet ediyoruz. Bu şikayetimizdeki tek amacımız, Diyanet bu şikayetten sonra, Başbakanlığa cevap olarak, Tv programlarına sözlü müdahale etme yetkimiz yok. Eğer bu yetkiyi kamu oyu adına Diyanete vermekte sakıncası yoksa, Meclis veya Başbakanlık olarak sizden talep ediyoruz, diye, talepte bulunmaları amacıyla yazıyoruz. Değerli Başbakanım, milletçe hayati önem taşıyan dinimize, art niyetlilerin, daha çok hasar ve tahribat vermeden, bu konunun çok acil önlenmesi gerektiğinden bu başvuruda bulunuyoruz. İslamiyet adına her konuya vakıf dini otoriter kadrolar kurulup sayıları hızla artırılmalı. Onlarla el ele verilerek, yasal çözümler taleb ederken, yukarda bahsettiğimiz önerilerimizle ışık tutmak istedik. Cumhuriyet tarihinde göremediğimiz, nice tarihi hizmetleriniz yanında, devletin tüm imkanlarını biz özürlülere sahip çıkıp, bizi huzura kavuşturdunuz. Size öyle minnettarız ki, 5 vakit namazımızda, Başbakanım başımızdan Sizi eksik etmesin diye, dua ediyoruz. Yatalak özürlü ikiz kardeşler olarak, En Derin Selam ve Saygılarımızla yolluyoruz.

    HAMZA KARDAŞ ve MEHMET KARDAŞ.

    hamzamehmet50@hotmail.com

Konular