Asdep | Konular | Kitaplar

Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde Engelli İstihdamı

BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nde Engelli İstihdamı


Mart 2007’de Türkiye tarafından imzalanan BM Engelli Hakları Sözleşmesi, 3 Aralık 2008 tarihinde TBMM tarafından onaylandı.


BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nde Engelli İstihdamı
Türkiye tarafından imzalanan, toplam 50 maddeden oluşan ve taraf olan devletlere, engellilere karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve onların yaşam standartlarını yükseltmek gibi yükümlülükler getiren sözleşmenin tam metninden sadece çalışma ve istihdam maddesi seçilmiştir. İlgili 27. Madde ise şu şekildedir.

MADDE 27- ÇALIŞMA VE İSTİHDAM


1. Taraf Devletler, engellilerin çalışma hakkını diğerleriyle eşit bir şekilde tanır; ve bu hak, engellilerin açık, kapsayıcı ve erişilebilir nitelikte bir iş piyasası ve çalışma ortamında, serbestçe seçtikleri bir işte hayatlarını kazanmaları fırsatını da içerir.


Taraf Devletler, çalışırken sakatlananlar dahil tüm engellilerin çalışma hakkının hayata geçmesini, yasama tedbirleri dahil uygun tüm tedbirleri alarak, güvence altına almalıdır.

Buna ek olarak:

(a) İşe alım ve istihdam edilme koşullarında, istihdam sürerken, kariyer gelişimi ve sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları dahil olmak üzere, istihdama ilişkin her hususta, engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasaklar;

(b) Adil ve uygun çalışma koşullarının sağlanmasına ilişkin olarak, engellilerin hakları diğerleriyle eşit bir şekilde korunmalıdır. Bu, fırsat eşitliğini, eşit değerde bir iş için engellilere eşit ücret verilmesini ve tacizden korunma ve mağduriyetin giderilmesi dahil olmak üzere güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarını içerir;

(c) Engellilerin diğerleriyle eşit bir şekilde iş ve sendikal haklarını kullanabilmelerini sağlar;

(d) Engellilerin diğerleriyle eşit bir şekilde genel teknik ve mesleki rehberlik programlarına, yerleştirme hizmetlerine, meslek içi sürekli eğitime etkili erişimini sağlar,

(e) İş piyasasında engellilerin istihdam olanaklarını ve kariyer gelişimini desteklemek, ve engellilerin iş aramasına ve işe başlamasına, çalışmaya devam etmesine ve işe geri dönmelerine yardım eder;

(f) Serbest çalışma, girişimcilik, kooperatif kurma ve kendi işini kurma konusundaki fırsatları geliştirir;

(g) Engelli kamu sektöründe istihdam eder;

(h) Olumlu eylem programları, teşvikler ve diğer tedbirleri de içerebilecek uygun politika ve tedbirlerle, engellilerin özel sektörde çalıştırılmasını destekler;

(i) Engellilerin çalıştıkları işyerlerinde makul uyumlaştırmanın yapılmasını sağlar;

(j) Engellilerin açık iş piyasasında iş tecrübesi kazanmasını sağlar;

(k) Engelliler için mesleki ve profesyonel rehabilitasyon, işe uyum ve çalışmaya dönüş programları yürütür.

2. Taraf Devletler, engellilerin köle olarak tutulmamalarını sağlamalı ve engellileri zorla çalıştırılmaya ve mecburi çalışmaya karşı diğerleriyle eşit bir şekilde korumalıdır.

Engelleri Kaldıralım


80'den fazla ülke, engellilerin hakları için imza attı. Türkiye'nin de onayladığı 'Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'ne göre engelliler, 50 madde ile güvence altına alınıyor. Oluşturulacak bir komite, imza atan ülkeleri denetleyecek


Engellilere iş bulunacak. Kamu binalarına ulaşımları sağlanacak. Toplu taşıma araçlarını kullanabilmeleri kolaylaştırılacak. Eğitim sorunları ortadan kaldırılacak… Bunları kim mi yapacak? Devlet.

Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, 80’den fazla ülke tarafından kabul edildi. Türkiye, sözleşmeye imza atan ilk ülkelerden biri oldu. Türkiye adına Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Baki İlkin’in imzaladığı sözleşme, ülkelere ‘engelli hakları’ açısından pek çok yükümlülük getiriyor.

En önemlisi, engellilere karşı olumsuz önyargılarla mücadele edilmesi isteniyor.
Sözleşme, 20 ülkenin parlamentosunda onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek. Bu sürecin en geç 2009’da tamamlanması öngörülüyor. Sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen devletler, özel bir komite tarafından yürütülen soruşturmaya tabi tutulacak.

“Genel ilkeler, genel yükümlülükler, eşitlik-ayrımcılık yasağı, erişilebilirlik, eğitim, sağlık, çalışma ve istihdam, siyasi ve kamusal hayata katılım” ana başlıklarından oluşan Engelli Hakları Sözleşmesi, 50 maddeden oluşuyor.

İmza atan ülkelerin, sözleşmenin öngördüğü maddeleri yerine getirip getirmediğini, 12 kişiden oluşacak bir komite denetleyecek. Ülkeler, komiteye dönem dönem rapor verecek. Sözleşmenin amacı, engellilerin haklarını geliştiren kanunların çıkarılması ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması.

Engelli Hakları Sözleşmesi için müzakereler 2002’de başlamıştı. 13 Aralık 2006’da BM Genel Kurulu’nda oylamasız kabul edildi. Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği tarafından, konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Sözleşme müzakereleri sırasında Türk heyetinin engellilerin, insan haklarından eşit ve tam şekilde yararlanabilmesini, engellilere yönelik ayrımcılığa son verilmesini ve engellilere hayatın her veçhesine eşit katılım imkanı sağlanmasını savunduğu, bu doğrultuda sözleşmenin ivedilikle sonuçlandırılmasını desteklediği” belirtildi.

Dünyada yaklaşık 650 milyon engelli olduğu tahmin ediliyor; yüzde 80’i gelişmekte olan ülkelerde ve kırsal bölgelerde yaşıyor. Büyük çoğunluğu toplumdan, üretimden ve sosyal hayattan uzak. Hatta “engelsiz”ler tarafından hayatın dışına itiliyorlar. BM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Louis Arbour, bağlayıcı bir uluslararası sözleşmeyle engellilerin haklarını dünya genelinde güvence altına almayı hedeflediklerini söyleyerek, “Mevcut insan hakları sisteminin, engellilerin haklarını korumayı ve geliştirmeyi amaçlamış olduğundan şüphemiz yok. Ancak mevcut mekanizma ve standartların engelli insanlar için yeterli korumayı sağlamada başarısız olduğu da tartışılmaz bir başka gerçek” diyor.





Bir engellinin sandığa gidememe öyküsü

Sandık başına gidip oy kullanmak vatandaşlık hakkı. Ancak mimari engelleri olan kamu kuruluşlarının asansörsüz binalarındaki sandıklar, engellilerin oy kullanmasını çileye dönüştürüyor. Oysa bu sorunu çözmenin çok basit bir yöntemi var
--------------------------------

Oy kullanmak, 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşının hakkı. Aynı zamanda da zorunluluğu. Oy vermemenin cezası da var: 5 YTL. Can yakacak bir ceza değil ama adı üstünde: Ceza. Geçen günlerde, Levent Karagöz bize bir mektup yazıp engellilerin oy sandıkları başında çektikleri ‘ceza’yı aktardı.

Levent Karagöz, 52 yaşında bir banka müdürü. 16 yıldır omurilik felçlisi olan Levent Bey, Serdar Bilgili’nin Tempo işbirliğiyle hazırlanan ‘Engellere Rağmen’ fotoğraf sergisi için de poz veren ‘22 Cesur Yürek’ arasında yer almıştı. Karagöz, mektubunda engellilerin çektiği vatandaşlık ıstırabını şöyle anlatıyor:

“Bu yıl genel seçimler yapılacak. Anayasal bir hak olmasına karşın özellikle fiziksel engellilerin bu anayasal hakkını kullanmasında önemli güçlükler var. Genellikle altyapısı uygun olmayan okullarda sandıklar bulunuyor; bu da fiziksel engellilerin oy kullanmasına engel oluyor. Örneğin geçen seçimde oy kullanacağım sandık, Basınköy’deki ilköğretim okulunda ikinci kattaydı. Zemin katta bile olsa, girişindeki merdivenler nedeniyle giriş zorlukları olan okulun bir de ikinci katında oy kullanmanın ne kadar güç olduğunu sanırım takdir edersiniz. Neyse, sandık kurulu anlayışlı çıktı ve yetkisi dışında davranarak oy pusulasını aşağıya kadar getirdi de oyumu kullanabildim. Her zaman böyle anlayışlı ve cesur insanlarla karşılaşmak şansına sahip olunamayacağı gerçektir. Fiziksel engellilerin sandıklarının giriş katlarda tutulması bir çözüm olabilir...”

Ülkemizde yaşayan 8.5 milyon engellinin en az iki buçuk milyonu fiziksel engelli ve bu insanlar her seçim döneminde bu ızdırabı yaşıyor.

Kas hastalığı dolayısıyla tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak yaşamını sürdüren öğretmen ve ressam Arzu Şekeroğlu da, tıpkı Levent Karagöz gibi seçim dönemlerinde vatandaşlık görevini yerine getirebilmek için memurlarla “didişmek zorunda kaldığını” anlatıyor. Şekeroğlu’nun oy verme anıları şöyle:

“Memurlar hiçbir kolaylık sağlamıyor. Oy kullanmak için zaten binbir türlü zahmet çekerek kamu binasına ulaşıyoruz. Her seferinde alt katta oy kullanmayı teklif ediyorum, kabul etmiyorlar. Bir keresinde tam iki saat uğraştım onları ikna etmek için ve oyumu alt katta kullandım. Bu yıl da aynı sorunları yaşayacağız.”

Oysa bunlara hiç gerek yok. Yüksek Seçim Kurulu yetkilileri, en önemli sorunun muhtarlıklarda engellilerle ilgili kayıt olmaması olduğunu belirtiyorlar. Çözümse, engellilerin muhtarlıklara başvurup engelli olduklarını ve kolayca oy kullanabilecekleri bir sandığa yönlendirilmelerini sağlamak.

Başbakanlık Özürlüler Yüksek Kurulu Üyesi Avukat Ömer İnal Durmuş, engellilerin rahat oy kullanabilmeleri için Yüksek Seçim Kurulu’na başvurduklarını söylüyor. Olumlu sonuç almayı umduklarını belirten Durmuş, engellilerin de haklarını aramalarını ve muhtarlıklara gidip engelli olduklarını belirtmelerinde yarar olduğunu söylüyor.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkanı Ramazan Baş ise ceza konusunda son noktayı şöyle koyuyor: “Oy vermemenin cezası var da, oy verdirmemenin cezası yok mu?”

Müzakereleri 2000 yılında başlayan Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, 13 Aralık 2006 tarihinde BM Genel Kurulu'nda oylamasız kabul edildi ve 3 Mayıs 2008'de yürürlüğe girdi. Sözleşme genel ilkeler, genel yükümlülükler, eşitlik-ayrımcılık yasağı, erişebilirlik, eğitim, sağlık, çalışma ve istihdam, siyasi ve kamusal hayata katılım gibi çeşitli başlıklar altında, engellilerin haklarını ve taraf devletlerin yükümlülüklerini düzenliyor.


Sözleşmenin İhtiyari Protokolü de kişi ve gruplara sözleşmenin uygulanmasını denetlemek üzere kurulan Engellilerin Haklarına İlişkin Komite'ye, iç hukuk yolları tükendikten sonra başvuru imkanı tanıyor.



"BM Engelli Hakları Sözleşmesi" yayınlandı...